Fethiye Ölüdeniz koyunun tek büyük, Türkiye’nin en büyük alan üzerine kurulu tatil köylerinden biri. Babadağ eteklerindeki denize sıfır konumda tesis, tam 370.000 m2 alan üzerinde kurulu. Akdeniz ile Ege denizinin birleştiği noktada beyaz kum ve çakıl taşlarından oluşan plajı 650 metre uzunluğunda. Deniz bildiğiniz turkuaz renginde.
Yedi yıl önce Lykia World adıyla işletilen tesiste altı gün geçirmiştik. Tesis odalarının eskiliğinden, spor salonunun köhneliğinden şikayetçi olmuş, yemekleri de vasat bulmuştuk. Üç yıl önce tesis, Liberty Hotels grubuna geçerek yenilendi. Liberty Hotels Lykia, aslen Fethiye’li olan ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir aile tarafından işletiliyor. Güzel geri dönüşler alınca, yeğenim dahil üç çocuklu bir tatil için ideal bir mekan olduğunu düşündüğümüz Liberty Hotels’e Temmuz 2017 ‘de yeniden gittik.
Otel, Ölüdeniz merkeze sadece 3.km uzaklıkta, Babadağ’ın eteklerine konumlanmış, çam ormanlarının içinde. Dağ eteğinde olduğu için bayırları dik. Örneğin deniz kenarından çocuk cennetine gitmek isterseniz shuttle’a binmek şart. Fethiye sıcağında o bayırları yürüyerek çıkmak yürek ister. Zira tesis de çok büyük bir alana yayıldığı için, her on dakikada bir hareket eden shuttle’ları kullanmak zaruri hale geliyor. Shuttle marina adı verilen ana restoranın hemen yanıbaşındaki duraktan başlayarak Lykie Club önü, resepsiyon, çocuk cenneti, tenis kortları ve son olarak da Sarpedon sonsuzluk havuzuna uğruyor. Bu tur sürekli tekrarlanıyor.
Ana kapıdan giriş yaptıktan sonra tesis ikiye ayrılıyor. Sentido Lykia Resort&Spa ile Liberty Hotels Lykia. Her iki otel de aynı aile tarafından işletiliyor. Sentido +16 yaş konseptinde beş yıldızlı bir otel olarak hizmet veriyor. Liberty Otel misafirleri, Sentido’dan faydalanamıyor. Daha dar bir alan üzerine kurulu, büyük bir otel binasından mütevellit ve kayalık plajı olan Sentido Otel çok da cazip gelmedi bana.
Liberty resepsiyon, her daim ana baba günü. Bu kalabalık baştan gözümü korkutsa da, giriş işlemlerimiz çok da uzun sayılmayacak bir sürede tamamlandı. Bizi Sentido Otel sınırlarında kalan ve uzun bir koridorun sonunda varabildiğimiz deluxe odaya yerleştirdiler. Odanın ana bölgeye olan mesafesi gözümüzü öyle korkuttu ki, ‘size deluxe oda verdik’ savunmasına hiç prim vermeden, odamızın değiştirilmesini istedik. Ertesi gün bize resepsiyona yakın bir oda verdiler. Standart ve vasat bir aile odasına yerleştirilince, diğer odaya niçin deluxe denildiğini anladık. Eğer küçük çocuğunuz veya yürüme engeliniz varsa, otele önceden mutlaka yakın mesafede oda istediğinizi belirtin.
Resepsiyondan aşağıya inince ana meydana ulaşıyorsunuz. Apollon Bar, Premium Bar, Bira evi ve Şarap evi bu meydanda. Liberty Sneak Barda öğle yemeğini kaçıranlar için aperatif yiyecekler bulunuyor. Doktor, kuaför, fotoğrafçı, market ve pek çok mağazanın bulunduğu ana meydanda her akşam 22.30’da canlı müzik performansları ve dans gösterileri sergileniyor.

Liberty ana havuz da bu meydanda. Su ile ilgili sporlar ve aktiviteler bu havuzda yapılıyor. Oldukça kalabalık olan ve bilhassa Rus misafirlerin tercih ettiği bu havuzdan hiç faydalanmadık.
Havuzun yan tarafında Lykie Kids Club var. Çocuklar yaş gruplarına göre farklı bölümlere alınıyor. Bence çocuk klübünün fiziki koşulları yeterli değil. Dar ve sıkıcı oyun alanları aynı zamanda demode. Büyük, ferah bir alanda yeni oyunlara şiddetle ihtiyaç var. Normalde kızımın asla durmayacağı bu oyun alanına, çok nasipliyiz ki ihtiyaç duymadık. Zira seyahatimizi her yıl sadece bir hafta boyunca devam eden ‘Çocuk Festivali‘ne denk getirmişiz 🙂 Bu yıl 27.06 – 02.07.2017 tarihleri arasında yapılan çocuk festivali beni çok rahatlattı. Altı yaşındaki kızım sabah 10.00 ‘da kendi yaş grubuna katılıp, her akşam 17.30’a kadar oyun arkadaşları ile birlikte kaldı. Gruplar 4-6 yaş, 7-8 yaş, 9-12 yaş olarak üçe ayrılıyor. Gruplar sabahtan yaş gruplarına göre judo, okçuluk, tırmanma duvarı, mini golf, balon modelleme, çiçek dikimi gibi aktiviteler yaptı. Öğlen eğitmenlerle birlikte Çocuk Cennetine gidilip, öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı çocuk cennetinde yapıldı. Akşam üzerine değin çocuklar sırayla cennetteki kaydıraklardan kaydı. Akşam üzeri de hazine avı, şov provası, yüz boyama, kurabiye yapımı gibi aktivitelerle gün sona erdi. Her akşam 20.00 ‘de çocuklar Lykie Club’da yeniden buluştu ve İlizyon gösterisi, Karizma Basket Şov, canlı masal aksiyonu , şişme oyunlara katıldı. Bilhassa çocukların iki gün prova yapıp, akabinde rengarenk kostümler giyip bizzat rol aldıkları Kış Masalı Şovu ebeveynleri mest etti. Gala gecesi Korsan Şov ile sona erdi. Böylece kızım beş gün boyunca dolu dolu eğlendiği aktivitelerin içinde buldu kendini. T-shirt, çanta, madalya gibi hediyeler de güzel bir anı olarak ona kaldı. Çocuk Festivalini tüm çocuklu ailelere öneririm.

Tabii bir de çocuk cennetinden bahsetmek gerek. Çocuk Cenneti 22.000 m2.alana kurulu 18 kaydırak, 8 havuz ve oyun alanları ile devasa büyük bir eğlence merkezi. Alan içerisinde çocuk restoranı ve barı, palyaço duşlar, su fışkırtan toplar, korsan ormanı, hazine adası, elişi bölümü, futbol ve basketbol sahaları, masa tenisi var. Bebekler için de oyun parkı ve kum havuzu bulunuyor. Peki ne yok? Yenilik yok ne yazık ki. Çocuk cenneti 6 yaşındaki kızımın aklını başından almışken, 12 yaşındaki oğlumda hayal kırıklığı yarattı. Zira beş yaşındayken eğlendiği bu mekanda, yedi yıl sonra hiçbir değişiklik olmadığını gördü. İlk açıldığında belki de tek ve rakipsiz olan çocuk cenneti, şimdilerde ancak küçük yaştaki çocukları tatmin edebilecek düzeyde. 10 yaş üstü çocuklar ve yetişkinler için heyecan yaratacak kaydırakların eklenmesi şart. Zira daha alt seviye otellerde çok daha heyecan verici , yeni model kaydıraklar gördüm. Ebeveynlerin çocukların peşinde günün en değerli saatlerini bu mekanda geçirdiği göz önüne alınırsa, ebeveynler ve ergenler için de yatırım yapmanın gerekliliği ortada.
Çocuk demişken bir de çocuk plajından bahsetmek gerek. Türkiye’nin ilk ve tek çocuk plajı bu otelde. Doğal taşlardan yapılan dalgakıranla adeta denizin içinde bir göl yaratılmış, Plajın tamamı kumla kaplı, taşlardan temizlenmiş. Yer yer çocuk şezlongları var. Çocuklar için tuvalet, duşlar ve yeme içme alanı da mevcut. Denizin genelde çalkantılı olduğu bu bölgede, çocukların da denizi sevmesi ve denizden faydalanabilmesi bakımından isabetli bir düşünce çocuk plajı.

Sahil şeridi 650 metre. Sahil beyaz bir kum ve yer yer beyaz çakıl taşı ile kaplı. Denizin rengi fırça ile boyanmış gibi, turkuaz tonlarında. Su sporlarına yakın olan bölgede denizin altında su kaynakları varmış. Yüzerken bir sıcak, bir soğuk su akıntıları arasında kalabiliyorsunuz. Düşündürücü olan, zaman zaman pisliklerin sahile vurması. Tahminimiz etrafta bolca bulunan gezi teknelerinin sintine boşaltıyor olması. Bu düşüncemizi misafir ilişkileriyle paylaştığımda sessiz kalması da tahminimizi doğruluyor gibi. Böyle eşsiz bir deniz ve kumsalda, bu denetimsizlik, bu vurdumduymazlık çok acı 😦
Gittiğimiz tarihte hava sıcaklığı 43 derece ve üzeri olduğu için, sahile hiç inmedik. Sahil şeridinin en sonundaki Patara Beach Barda takılıp, sıcak basınca buradan denize indik. Akla gelebilecek her türlü içecek var bu barda. Çocuklar çocuk cennetindeyken de hemen kapının önündeki Tlos Orman Bar‘da vakit geçirdik. Çamların içinde çok keyifli bir mekan. Karşısında da Tlos aile havuzu var. Saat 18.00’e kadar açık.
Tesisin uzak bir noktasında denize karşı inşa edilmiş Sarpedon Sonsuz Havuz bulunmakta. Havuzun en uç noktası ile deniz sanki birleşiyormuş gibi bir algı olduğu için bu ismi almış. 16 yaş altı çocuk kabul edilmiyor. Havuz başında bir bar, bir de spor salonu var. Sarpedon havuzun yan tarafında denize nazır küçük bir spa merkezi bulunuyor. Burası çocuklara serbest. Spa merkezi hamam, sauna, fin hamamı ve masaj bölümlerinden ibaret küçük bir yer.
Tesiste yoğun bir spor ve animasyon aktivitesi bulunuyor. Her gün yoga, sabah jimnastiği, body workout, step, aqua gym, pilates, zumba gibi spor aktivitelerinin yanı sıra tırmanma duvarı, okçuluk, plaj voleybolu, su topu, dart, bingo, futbol, basketbol gibi spor aktiviteleri de var. Eğlence programı da yoğun. 21.30’da başlayan animasyonun ardından mutlaka müzikli bir eğlence programı da oluyor.
Tesiste pek çok alacarte restaurant var ve ne yazık ki hepsi ücretli. Sarpedon Balık, Pınara Türk, Portofino İtalyan, Portofino Steak, Blue Buddha Asian, Sushi ve Teppanyaki Restaurantlar kişi başı 10 ila 35 Euro arasında fiyatlarla hizmet veriyor. Rezervasyonlar misafir ilişkileri bölümünden yapılıyor.
Tesis ultra herşey dahil konseptinde çalışıyor. Alkollü – alkolsüz içecekler ve tesis tarafından belirlenen bazı ithal içecekler ücrete dahil. (Bir örnek vermek gerekirse bacardi ücretsiz)
Tesisin ana restoranı Marina Restoran hem çeşit, hem de lezzet yönünden çok başarılı. Daha pahalı ve isim yapmış tesislerde bile bulunmayacak kalitede ve çeşitte yiyeceği ben bu tesiste gördüm. Açıkçası da çok şaşırdım. Fiyat olarak bu oteli neredeyse ikiye katlayan Hillside Beach Club’da dahi böyle lüks bir mutfak görmedim. Rixos Bodrum’da beş gün boyunca öğle yemeğinde tavuk yemiş bir misafir olarak mutfak beni büyüledi. (tabii diğer otellerin de başka avantajları var, her gülün dikeni ayrı 🙂 ) Her gün köfte, kırmızı et, döner, kalamar, karides, balık çeşitleri (levrek, barbun, somon vs.) muhakkak var. Bunun yanı sıra ıstakoz, jumbo karides, sushi gibi sürprizler de oluyor. Örneğin kahvaltı da ahçılar aynı anda omlet, tost, çiğbörek, pişi, pan cake, krep, waffle pişiriyor. Çeşit çok olduğu için ne yiyeceğinizi şaşırıyorsunuz. Tabii tabağınızı yiyebileceğiniz kadar doldurmanızı öneririm. Başka bir otelde bir animatör söylemişti, hiç unutmam. ‘Burada her gün büyük bir köyün doyabileceği kadar yemek atılıyor‘ Ne yazık ki herşey dahil sisteminin getirdiği bir israf bu. Çok yazık!
Personel iyi eğitimli ve çok kibar. Hiçbir sıkıntılı durum yaşamadık. Hatta personelle çok iyi ilişkiler kurduk. Bence aldıkları paraya oranla çok çok kaliteli hizmet veriyorlar. Beklentisiz gittim, memnun ayrıldım.