Antalya’nın cazip turizm bölgesi Belek’de ‘harikalar diyarı’ sloganıyla bir kaç yıl önce açılan kompleks, deniz kıyısında olmaması ve uçuk fiyatları sebebiyle benim ilgi alanıma girmemiş olsa da, 10 ve 16 yaşındaki çocuklarımın yoğun ilgisini çekmekteydi. Rixos grubu, pandemi döneminde tesislerini cazip kılmak amacıyla kampanya başlatınca, bu dönemi bir fırsata çevirelim dedik.
Promosyon kampanyasından faydalanarak oda kahvaltı fiyatına, tam pansiyon plus konseptinde konaklama satın aldık. Bize verilen oda dört kişinin konaklayabileceği genişlikteki superior odalardandı. Odaların tamamı çocukların hoşlanacağı şekilde dizayn edilmiş. Tema Roma Askerleri 🙂 Duvar kağıtlarından, mobilyalara, buzdolabından raflara kadar herşey bu temaya göre dekore edilmiş.
The Land of Legends bir kompleks. İçinde dev bir tema parkın yanı sıra, açık bir avm ve bir de konakladığımız Kingdom Otel var. Ben gitmeden önce oteli tema parkı ile bir bütün olarak hayal etmiştim. Videolarını seyrettiğim o gece showlarının sadece otelin konuklarına has olduğunu zannetmiştim. Öyle olmadığını oteldeki ilk akşam yemeğimizden sonra anlayabildim. 🙂 Tema Park dışarıdan günübirlik girilebilen bir tesis. Konaklama yapılan Kingdom otel ise tema parka 5 dakika yürüme mesafesinde kalıyor. Otel müşterileri bilekliklerini görevliye okutarak konaklama süresince tema parka ekstra ücret vermeden girebiliyorlar. Bir de çok şık açık bir Avm var ki, görseldeki şato ve su kanalları hep bu avm’nin içinde. Işıklı, gondollu, kostümlü müzikal gösteri ve konser etkinlikleri bu alışveriş merkezinde yapılıyor. Yani Kingdom otelin binasından bahçeye adım attığınız anda hususi alandan çıkarak, umumi alana giriyorsunuz. Gidenler bilir, Disneyland’daki sistemin aynısı. Bunları şu sebeple anlatıyorum. Gece şovlarını, konserlerini seyretmek istiyorum diyorsanız bunların hepsi ücretsiz. Aracınız ile avm’ye gelmeniz yeterli. Tema Parka gitmek istiyorum ama otel çok pahalı diyorsanız, başka bir yerde konaklayıp tema parka günübirlik de gelebilirsiniz. Bu arada Rixos Antalya otellerinde konaklayan tüm misafirler için de tema park günübirlik ücretsiz. Oteller kendi servisleri ile ulaşımı sağlıyor.
Pandemi zamanında gittiğimiz için, otelin dışındaki kalabalık beni biraz tedirgin etti haliyle. Ancak bu durumun avantajlarını da yaşadık. Sağlıklı zamanlarda temmuz ağustos ayları tema park iğne atsan yere düşmez durumda oluyormuş. Bunu da her bir su kaydırağı ve oyun alanının önünde uzayıp giden demirden bekleme şeritlerinden anladık. Yüksek sezonda bekleme süresi 45 dakikaya kadar uzayabiliyormuş ki çekilir dert değil. Biz temmuz sonu gitmemize rağmen, hemen hemen hiçbir aktivite için beklemedik.
Kingdom Otel adıyla müsemma bir otel. Roma Kraliyet Sarayını andırır bir mimari ile inşa edilmiş. Dışı, özellikle giriş kısmı çok görkemli. İçi ise bir oyun parkını andırıyor. Kahkaha aynaları, dev ekranda oynanan bilgisayar oyunları, oyun salonu, çocuklar için mini bar, çocuk klübü çocukları memnun eden detaylar. Oyun salonundaki tüm masa ve bilgisayar oyunlarının ücretsiz olması hoş bir detay. Yetişkinler için de spa, kapalı yüzme havuzu ve kuaför bulunmakta. Otelin ana restoranının yanı sıra alacarte restoranlar da var. Otel zaten bir alışveriş merkezinin içinde bulunduğu için yeme içme sorunu yaşanmıyor. Oda kahvaltı bile satın alınsa, alışveriş merkezi içinde bulunan yiyecek reyonlarında yeme içme ekonomik bir şekilde çözülebilir. Tam pansiyon plus satın aldığımız için öğlen tema park içindeki cafede, akşam da otel içinde bulunan Eternia Ana restaurantta yemek yedik. Açık büfe yemekler özenli ve kaliteliydi. Memnun kaldık. Tema park içindeki cafe (food court) ise self servis ve fast food yiyecek içecek sunuyor. Yiyecek kalitesi vasat ve fiyatlar oldukça pahalı. Dışarıdan günübirlik gelen ziyaretçilerin başka bir yerde yemek yeme seçeneği olmadığı için mecburen pahalı da olsa bu food court’a yolları düşüyor.
Otel personeli – belki de pandemi zamanı alelacele açılış yaptıkları için- oldukça acemi. Kimse hiçbir şey bilmiyor, koordinasyonları zayıf. Otel hakkında en ufak bir bilgilendirme alamadık ve herşeyi kendimiz keşfetmek zorunda kaldık ne yazık ki.
Gelelim tema parka. Tema parkı kabaca üçe ayırabiliriz. Su kaydıraklarının ve havuzların bulunduğu aquapark, lunapark oyunlarının bulunduğu adventurepark ve dolphinland. Su kaydırakları ve etkinliklerinin bazılarında boy ve kilo sınırlaması olabiliyor.
Su kaydıraklarının bulunduğu bölümde Aquapark ‘ın en çok ilgi gören bölüm wave shock pool ve yanındaki yapay plaj. Kalabalık ve hijyen azlığı sebebiyle bizim pek tercih etmediğimiz bir bölümdü. Bunun yanısıra magicone, tower falls, secret lagoon da tercih edilen su kaydıraklarından. Biz ailece buz gibi tuzlu su ile dolu infinity pool’u çok sevdik.
Adventurepark ‘ta bulunan en nefes kesici şey şüphesiz hyper coaster. 62 metre yüksekliğe çıkan hız treni, 115 km. hıza ulaşıyor ve defalarca ters dönüyor. Ebeveyn olarak asla cesaret edemediğimiz bu korkunç oyuncağı, 10 ve 16 yaşındaki çocuklarımız büyük bir heyecanla deneyimlediler. Ailece çok sevdiğimiz iki etkinliğin biri Typhoon coaster oldu. Bu hız treni 43 metre yüksekliğe çıkıp, 86 km. hızla havuza iniyor. Diğer sevdiğimiz etkinlikte sky fighter oldu. Bu keyifli uçuş esnasında tüm tema parkı havadan seyretme şansımız oldu. Diğer çok tercih edilen etkinlikler arasında galeon, watermania, family coaster, twister bulunmakta.
Dolphinland yani Waterfront Kingdom beni üzen ve hiç tasvip etmediğim bir bölüm. 1800 kişilik stadyumda her gün saat 14.00’de mors, beyaz balina ve yunuslarla yarım saat süren ücretsiz bir gösteri yapılıyor.Gün boyu aç bırakılan hayvanlar, birkaç balık yeme karşılığında gösteri havuzunda tüm maharetlerini sergiliyor. Ticaret uğruna esaret altında tutulan bu dünya güzeli hayvanların sunduğu gösterinin ardından, canlılarla etkileşim adı altında ücret karşılığı bu hayvancıkların bulunduğu havuzda birlikte yüzüyorsunuz. Dileyenler yine ekstra ücret karşılığı şnorkelle dev akvaryuma dalıp rengarenk balıklar ve köpek balıkları ile de yüzme imkanı tanınıyor.