Anadolu topraklarının kuzey batısında bulunan Çanakkale, hem şanlı bir tarihe tanıklık yapmış olması sebebiyle, hem de sayfiye kasabalarını andıran sakin, huzurlu bir deniz kenti olması sebebiyle gitmekten vazgeçemediğim, hep çok sevdiğim bir şehir olmuştur. Bu yazımda Çanakkale’de sevdiğim, gitmekten çok keyif aldığım yerlerden bahsedeceğim.
Çanakkale’ye pek çok kez gerek günübirlik gerekse bir gece konaklamalı gittim. Günübirlik gezilerim ya iş sebebiyle ya da Gökçeada’ya geçerken, iki – üç saatlik Çanakkale havası almak içindi. Konaklamalı olarak gittiğimizde ise ilk günü şehir merkezinde dönüş gününü de Gelibolu yarımadasında geçirmeyi tercih ediyoruz.
Çanakkale hakkında bir yazı derlemek gerektiğinde bence Çanakkale’yi üç kategoriye ayırmak gerekiyor. Birincisi Çanakkale il sınırı içerisindeki yakın seyahat ve sayfiye beldeleri, ikincisi Çanakkale destanının yazıldığı Gelibolu yarım adası, üçüncüsü ise Çanakkale’nin şehir merkezi. Benim bu yazıyı yazmamın asli sebebi Çanakkale şehir merkezinden bahsetmek. Zira Gelibolu yarım adası başlı başına bir yazı konusu olur ancak Gelibolu hakkında yazmak tarihçilerin yapacağı bir iş, benim haddimi aşar. Çanakkale’ye yakın sayfiye yerlerinin her biri de ayrı bir yazıyı hak ediyor diye düşünüp, Bozcaada, Gökçeada ve Kaz dağları hakkındaki izlenimlerimi daha önceden yazmıştım. Yazının sonundaki linkten takip edebilirsiniz. Yakında çok sevdiğim Asos hakkında da bir yazı yazmayı planlıyorum.

Çanakkale hem Asya kıtasında hem de Avrupa kıtasında toprakları bulunan, kendi adını taşıyan boğaz ile ikiye ayrılmış cennet gibi bir il. Şehir asya kıtasında kalırken, gelibolu yarımadası Avrupa yakasında bulunmakta. Şehir merkezindeki feribot iskelesinden gün içinde düzenli feribot seferleri ile yaya veya arabalı olarak Gelibolu’ya geçilmekte. Türkiye’nin en büyük iki adası Gökçeada ve Bozcaada ile Biga yarımadası ve Gelibolu yarımadası da Çanakkale il sınırları içinde kalmakta.
Çanakkale 519 bin nüfusuyla küçük, sakin, yaşanılası bir şehir. Bir gece konaklayarak ilk gün şehri, ikinci günü Gelibolu yarım adası ve şehitlikleri gezebilirsiniz. Konaklama için kordonda bulunan Büyük Truva Otel benim favorim. Hem şehrin kalbinde hem de manzarası çok güzel.

Çanakkale’nin Çarşı caddesi iki katlı sıra dükkanları ile küçük ama aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir caddedir. Bu cadde üzerinde bulunan Aynalı Çarşı, Çanakkale türküsüne konu olduğu için turistlerin uğramadan geçmediği bir çarşıdır. 1889 yılında, Sultan Abdülhamit’in hükümdar olduğu dönemde inşa edilen tarihi çarşı, Çanakkale savaşı esnasında İngilizlerin attığı top mermisiyle hasar görmüştür. İçinde 57 adet dükkan bulunan çarşı, 2014 yılında restorasyon görmüştür. Genellikle seramik, tesbih, havlu gibi hediyelik eşyalar satılmaktadır.

Şehrin simgesi Çanakkale Saat Kulesi 1897 yılında Sultan Abdülhamit döneminde inşa edilmiş olup, kulenin tüm masrafı hem İtalyan Fahri konsolosu hem de zengin bir tüccar olan Emille Vitalis tarafından karşılanmıştır. Kulenin yapımında Ayvalık taşı kullanılmış olup, kulenin dört cephesine birer tane saat yerleştirilmiştir. Yukarıdan aşağıya doğru incelen bir görünüm sergileyen kule, beş cepheye bölünmüştür.
Tarihi 1860’lara dayanan Yalı Hanı, uğramadan geçemediğim güzeller güzeli bir tarihi handır. Troia kazılarını başlatan ve Almanya’ya pek çok eser kaçıran arkeolog Heinrich Schliemann’ın bu handa ikamet ettiği söylenir. Şimdilerde han içinde tasarım ürünler satan üç dükkan ve bir cafe bulunmakta. İlkbahar aylarında hana gölge veren mor salkımlar Yalıhanı’na ayrı bir güzellik katmakta.

Çanakkale Deniz Müzesi de görülmesi gereken lokasyonlardan. Fatih Sultan Mehmet zamanında İstanbul’un savunulması için boğazın en dar noktasına yapılan iki kaleden biri olan Çimenlik Kalesi müze sınırları içinde kalmakta. Kale Çanakkale savaşları esnasında da kullanılmış olup, kale bahçesinde eski toplar sergilenmekte ayrıca iç kalede Çanakkale Savaşı’na iliskin bilgi içerir sinevizyon bulunmaktadır. Nusret Mayın Gemisi, 20.yüzyılda donanmanın öneminin anlaşılması sebebiyle Almanya’ya sipariş edilip, 1913 yılında denize indirlmiştir. Çanakkale Deniz Savaşı’nın kazanılmasında büyük önem arzeden gemi, 1962 yılında Sivil Bahriyeye satılmıştır. Aksamının zamanla değiştirilmesiyle orijinalliğini yitiren gemi, kuru yük gemisi olarak kullanılırken 1990 yılında Mersin’de batmış, daha sonra denizden çıkarılarak Mersin’de sergilenmeye başlanmıştır. Çanakkale Deniz Müzesinde sergilenen Nusret Mayın Gemisi, birebir ölçülerinde yapılan örneğidir. Müze de kılıçlar, madalyalar, üniformalar, mayınlar ve ateşli silahlar da sergilenmekte.
Çanakkale Deniz Müzesinden, askeri bölgeye kadar olan yaklaşık 2 km.lik sahil şeridi Çanakkale Kordon olarak adlandırılır ve şüphesiz Çanakkale’nin en keyifli bölgesidir. Bu bölgede yürüyüş yaparak ve onlarca cafe ve çay bahçesinde mola vererek yarım gününüzü rahatlıkla geçirebilirsiniz. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ‘ ne de ev sahipliği yapması sebebiyle kordon sabah saatlerinden gece yarısına kadar öğrencilerle dolu, cıvıl cıvıl bir bölgedir. Kordonda bulunan Truva Atı, Brad Pitt ve Orlando Bloom’un başrolünde oynadığı Troya filminin çekimleri için yapılmış ve film çekiminden sonra Çanakkale Belediyesi’ne hediye edilmiştir. Ancak filmin çekimleri Malta Valetta’da gerçekleştirilmiştir. Troya savaşının gerçekleştiği Troya Antik Kenti Çanakkale il sınırları içinde olup, merkeze 31 km.uzaklıktadır. Antik Kent 1998 yılında Unesco Dünya Kültür Mirası listesine girmiştir. Troya Müzesi ise antik kent girişindedir. Çanakkale Arkeoloji Müzesinde bulunan tüm eserler bu müzeye taşınmıştır. Müze dört katlı olup, 2018 yılında hizmete açılmıştır. Kordon da gezilmesi gereken yerlerden biri de Kale Grup’un bir kültür hizmeti olan Çanakkale’nin evlatları İnteraktif Deneyim Sergisi. Girişin ücretsiz olduğu bu dijital sergide, ziyaretçiler gazilerin sesinden anılarını, şehitlerin günlüklerini dinleyebiliyor, arşiv belgelerini ve fotoğrafları görebiliyor. Bu duygusal deneyimi yaşamanızı öneririm.

Çanakkale gece yaşamı ile de hareketli bir şehir. Barlar sokağı, Kordon ve Saat Kulesi meydanı şehrin nabzının attığı yerler. En çok tercih edilen mekanlar Yalı Hanı Rock Bar, Hayal Kahvesi, Benzin, Fener ve Depo.
Çanakkale demek taze deniz ürünleri demek. Şehirde bulunan balık restoranlarında rakı-balık keyfi yaparak, Çanakkale’nin tadını çıkarabilirsiniz. Çanakkale Balık Restaurant, Yalova Restarant, Kavala Balık Lokantası, Seaside Restaurant gibi pek çok seçenek var. Benim favorim temizliği ve lezzetli-çeşitli mezeleriyle Yalova Restaurant.

Çanakkale merkezde peynir helvası yenmeden gidilmez bence. Hüsmenoğlu Çanakkale’nin dillere destan peynir helvasını 1912 yılından beri aynı lezzetle sunuyor. Taze tuzsuz koyun ve inek peyniri, yumurta sarısı, şeker ve irmikle yapılan peynir helvası, höşmerim ile karıştırılsa da iki tatlının yapımı tamamen farklıdır. İki çeşit peynir helvası vardır. Sade ve fırınlanmış. İki peynir helvasının fırınlanana kadar ki yapım aşaması aynı. Ben şahsen fırınlanmış peynir helvasını tek geçiyorum. Yanına sade dondurma çok yakışıyor. Buzdolabında on gün tazeliğini koruyor.

Gelelim Gelibolu yarımadasına. Yarımada 1973 yılında milli park ilan edilmiştir. Yarımada sınırlarında bir ilçe (Eceabat) ve 8 adet köy bulunmaktadır. Çanakkale Savaşları Türk Milletinin dünyanın en güçlü devletlerine karşı, Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in önderliğinde insanüstü direnmesi ile kazanılan bir savunma destanıdır. 8,5 ay süren bu savaşta Çanakkale boğazının iki yakası adeta cehenneme dönüşmüş, yarım milyona yakın can kaybı olmuştur. Gelibolu yarımadası bu kanlı savaşların canlı tanıklığını yapmıştır. Bağrında on binlerce gencecik fidan yatmaktadır. Milli Park sınırlarında 56 yerli anıt ve şehitlik, 35 yabancı mezarlık ve anıt bulunmakta. Gelibolu Savaş Müzesi, Piri Reis Müzesi, Gelibolu Mevlevihanesi, Gelibolu Kalesi, Çanakkale Şehitler Abidesi, Anzak Koyu görülecek yerler arasındadır. Kilitbahir’de bulunan Kilitbahir Kalesi de görülmesi gereken bir kaledir. Havadan görünümü yonca yaprağına benzeyen kalenin hemen karşı kıyısında Çimenlik Kalesi bulunmaktadır. Her iki kale boğazın en dar iki noktasına paralel olarak savunma amaçlı olarak yapılmış. Kilitbahir sahili soluklanmak için de keyifli bir nokta.
Gökçeada notları için tıklayınız.