GÜZELLER GÜZELİ BOZCAADA

Çok kez gidilecek yerlerden Bozcaada. En fazla bir sezon geçti yine özleyip gittik. Anladım ki adalar bağımlılık yapıyormuş bünyede. Keza ilkbaharda ilk kez gittiğimiz Gökçeada’yı da şimdiden özledim. O bakir koylar, soğuk ama cam gibi temiz deniz, el değmemişlik çekiyor insanı kendine. Hele bir de metropollerde yaşıyorsanız, ihtiyaç hasıl oluyor adaların havasına, sükunetine…

ULAŞIM:

Bozcaada‘ya Bursa’dan ulaşmak için Bandırma, Biga, Çan, Bayramiç, Ezine üzerinden Geyikli’ye gidiyoruz. Gestaş’ın işlettiği Geyikli iskelesinden bilet alıp sıraya geçiyoruz. Kuyruk var ise -ki yazın oluyor- aracınızı sıraya soktuktan sonra, çay bahçesinde takılabilir veya Geyikli’nin kum sahilinde güneşlenip, mis gibi denizine girebilirsiniz. Ben şahsen her gidişimde özeniyorum o sahile, bir türlü fırsat bulamadım yüzmeye. (bir gün yapacağım:) ) Motosikletliler sıra beklemiyor, en öne geçiyor, bilginiz olsun. Karşıya geçiş sadece 25 dakika sürüyor, arabadan inip deniz otobüsünün üst katına çıkıp hadi bir çay- tost keyfi yapayım derseniz acele edin. Binmenizle inmeniz bir oluyor. Oysa Gökçeada’ya gidişte bu süre 1.5 saati buluyor.

GENEL:

Bozcaada merkez denizin kıyısında. İskeleye yanaşırken görkemli Bozcaada kalesini, sahildeki balıkçı teknelerini ve sıra sıra lokantaları görünce keyfiniz yerine gelmeye başlıyor. Bozcaada küçük bir ada. Tüm yerleşim ilçede, başka köy yok. İlçe albenili. Birbirinden güzel restoran, cafe , çay bahçeleri var. Üstelik adaya ismini veren makilik, boz bitki örtüsüne inat, merkez kocaman çınarların gölgesinde yemyeşil görünüyor. Bir kaç betonarme lojman binası dışında gözü tırmalayacak hiç bir çirkin yapı yok. Eski taş Rum mimarisi harikulade güzel. Binaların hemen hepsi elden geçmiş. Çoğu butik otel, restoran, cafe olarak işletiliyor.

Bozcaada nüfusu yüzyıllar içinde köklü değişiklik göstermiş. 1960’lı yıllara kadar Rum nüfusu çoğunlukta iken, çeşitli siyasi sebeplerle Rum nüfusu tamamen erimiş. Şu anda ada da 2.200 civarında yerli nüfus bulunmakta. Yazın nüfus on bini bulabiliyor. Son dönemde büyük şehirlerden gelip temelli yerleşenlerin sayısında da artış var.

Nüfus ya ilçe merkezinde ya da adanın her yerine dağılmış bulunan bağ evlerinde yaşıyor. Adanın tamamı doğal sit alanı olduğu için, denetimler -şok şükür ki- sıkı. Bu nedenle ada da şimdilik çarpık yapılaşma yok. İlçe de yaşamak için bir Rum evi satın almak zorundasınız, yeni yapılaşma yok. Bu durum da emlak fiyatlarını hoplatmış haliyle. Bir bağ evi yapmak isterseniz de tek katlı ve en fazla 80 m2.lik bir ev yapabiliyorsunuz. Bu evin bağ evi görünümüne sahip olup olmadığı Anıtlar Kurulu tarafından denetleniyor. Bu yüzden adaya ev yapıp yerleşmek isteyenler kriterleri iyi bilen ada mimarlarını tercih ediyor.

Bozcaada Ege’nin kuzeyinde, Çanakkale’ye bağlı,  çevresindeki adalarla birlikte 37.6 m2 yüzölçümüne sahip küçük bir ada. Bir kaç ufak yükselti hariç, ada düzlüklerle dolu. Bitki örtüsü maki ve küçük çalılık. Bunun sebebi adanın her daim rüzgara açık olması. Rüzgar almayan kuytu iç kesimlerde yer yer çam ormanları da bulunmakta. Kuzey rüzgarlarını alan ada da nem olmadığı için, Bozcaada bağcılığa son derece elverişli. Zaten ada topraklarının yaklaşık 1/3 ‘ü bağlardan oluşuyor. Rüzgar kış aylarında insanı üşütse de, yazın bunaltıcı sıcaklarında keyifli bir tatil yapmanızı sağlıyor.Ada bir kaç cılız dere dışında bir su kaynağı barındırmıyor. Adanın etrafında irili ufaklı küçük adacıklar var.

Bozcaada aynı zamanda çevreci bir ada. Rüzgar tribünleri ile hem kendi enerjisini sağlıyor hem de Çanakkale için elektrik üretiyor. İlçenin her noktasında geri dönüşüm kumbaraları var. 2008 yılından beri alışverişlerde naylon poşet kullanımı durduruldu. 2005’den beri uygulanan organik tarım projesi kapsamında bağların bir kısmında ilaçsız tarım yapılmakta. Bu projelerin diğer Belediyelere de örnek olmasını diliyorum.

DENİZ VE PLAJLAR: 

Bozcada’nın birbirinden güzel 12 koyu var. Kimisinin sahili çakıl, kimisinin kum. Ortak özellikleri cam gibi berrak ve soğuk suları. Denize girmek için pek çok alternatif var: Ayazma plajı : En bilinen, en uzun, en kalabalık plaj. İlçeden düzenli minibüs seferi var. Şemsiye, şezlong kiralayabildiğiniz kum plaj, bilhassa küçük çocuklu aileler için ideal. Plajda bilhassa öğle yemeği için tercih edilen ekose masa örtülü şirin restoranlar var.

IMG_6774a.jpg
Ayazma Plajı

Sulubahçe Koyu : Ayazma’nın hemen bitişiğinde. Plajı kumluk. Minibüsler bu koyun önünden geçiyor. Tesis bulunmadığı için fazla tercih edilmeyen bu koyu genelde yazlık site tatilcileri kullanıyor. Gün batımı bu koyda ayrı bir güzel oluyor.

Habbele Koyu: Sulubahçe’nin yanındaki yarı taşlık, yarı kumluk plaj. Yıllardır özel bir işletme burayı beach olarak işletiyor. Benim şahsen çok cazip bulmadığım bir sahili var. Ancak şemşiye, şezlong, duş, yemek gibi konforları bir arada bulundurduğu için tercih edilebilir.

Akvaryum Koyu: Tesis olmamasına rağmen, tatilcilerin çok rağbet ettiği koy. Sebebi incecik kumu, kuytuda kalmış dalgasız, berrak denizi ve şnorkelle dalmayı şart kılan deniz altı zenginliği. E daha ne olsun…

IMG_6772a.jpg
Akvaryum Koyu

Beylik Koyu : Ayazma’nın arka tarafında kalan, yarı asfalt, yarı toprak yoldan gidilen bakir ve geniş koy. Genelde sakin. 2015 yılında bir geminin bu koyda karaya oturması ile egzotik bir görünüm kazandı.

Ada merkezi: İlçe içerisinde de hemen kalenin önündeki çay bahçelerine kurulmuş merdivenlerden de denize girilebiliyor. Bu çay bahçeleri gündüz halk plajı formatında hizmet veriyor. Kale arkasında da salhane denilen yer de denize girilebiliyor.

Bunlar dışında irili ufaklı pek çok koy var. Çocuklarla gidince tesis olan plajları tercih ederken, yalnız gittiğimizde tesis bulunmadığı için tatilcilerin pek rağbet etmediği tenha koyları tercih ediyoruz. Alternatif çok.

NERESİ GEZİLİR: 

Denize girmediğiniz zamanlarda mutlaka bir akşam üzeri ilçe merkezine gelip, sokak sokak Rum mahallesini (Cumhuriyet mahallesi) gezin. O güzelim evlerin mimarisi, camlardan sarkan sardunyalar, taşların arasından fışkırmış akşam sefaları, arnavut kaldırımlı sokaklar sizi sizden alacak. Bu esnada Rum mahallesinin tam ortasına konumlanmış olan Meryem Ana Kilisesi mutlaka gözünüze çarpacaktır. Ortodoks cemaatine ait, ibadete tek açık olan bu kilisenin avlusundaki dört katlı saat kulesi, 2007 yılında onarılmıştır. Kilisenin içini görmek için tek şansınız, pazar günleri sabah saatlerinde yapılan ayini yakalamak.

IMG_0544.JPG
Rum Mahallesi

İlçedeki çocuk parkının hemen karşısından iç kesimlere doğru girerseniz Alaybey mahallesindeki Türk evlerini görürsünüz. Bu mahalle de gezilmeye değerdir. 1700  yıllarında yapıldığı tahmin edilen Alaybey Camii de hemen mahallenin başındadır.

Bozcaada kalesi, adanın bir zamanlar ne kadar önemli bir ticari konumda olduğunu heybetiyle anlatıyor. İçinde görülmeye değer pek bir şey olmasa da,  manzarayı seyretmek için burçlara çıkılabilir.

IMG_6802a
Polentede gün batımı

Adanın batı ucunda bulunan elektrik santralinde gün batımına doğru dönen rüzgar gülleri adanın sembolü olmuş durumda. Biraz uçta da adanın deniz feneri polente göze çarpıyor. Daha önceki seyahatlerimizde rüzgar güllerinin bulunduğu yere girmek mümkündü. Zamanla turistler, şarapları ile buraya gelerek güneşin batışını seyretme ritüelini oluşturdular. Sanırım sonunda yoğun ziyaretten ötürü santrale girmeyi engellediler, bu yaz gittiğimizde alternatif başka bir yol açıldığını ve turistlerin gün batımı için bu yola yönlendirildiğini gördüm. Yol tek şeritli, toprak ve bozuk bir yol. Polente pek görünmüyor, rüzgar gülleri de arkada kalıyor. Üstelik gün batınca herkes aynı anda arabalarına hücum ediyor, geri dönüş zahmetli oluyor. Ben yeni mıntıkayı pek sevmedim.

NEREDE KALINIR: 

Konaklama için ilçe merkezindeki butik otelleri tercih edebileceğiniz gibi, ada geneline yayılmış bağ ve çiftlik evlerini de tercih edebilirsiniz. Denize sıfır otel alternatifi çok sınırlı. Adanın tek tatil köyü denize sıfır konumdaki Çapraz Otel. Lakin fazlaca bir konfor beklemeyin. Küçük çocuklu değilseniz, aracınız da varsa küçük temiz butik otelleri tercih edin. Adanın tüm koylarının tadını çıkarın, akşamları ilçede yemek yiyin.

Biz üç kez üst üste Bozcaada’nın tepe noktasında bulunan ve Bozcaadalı bir ailenin işletmesi olan Bozcaada Panorama Otel ‘de konakladık. Sahibi Handan hanım çok zevkli ve titiz bir hanımdır. Dekorasyon şık, otel tertemizdir. Kahvaltıda ikram ettikleri pişi dillere destandır. Son yıllarda otel fiyatları iyice arttı. Lakin Bozcaada revaç gördükçe, ada genelinde de fiyatlar arttı ne yazık ki.

Son seyahatimizde bir değişiklik yaparak, denize sıfır konumdaki Ataol Beach Hotel‘de konakladık. Ataol Tatil Çiftliği zaten adanın en eski ve ünlü – benim de beğendiğim- konaklama mekanlarından biriydi.  Ayrıca deniz kenarında Ataol Beach adı altında işlettikleri bir plajları vardı, daha sonra plajın etrafına ahşap bungalovlar inşa ettiler. İki tip bungalov var, biri 15-20 m2 büyüklüğünde standart olanları, bir de 30 -35 m2 büyüklüğünde aile tipi bungalovlar. Belki pek konforlu değil ama yürüme mesafesindeki denize girip, yine öğlen acıkınca arabaya binmeye gerek kalmadan yanı başımızdaki lokantadan faydalanmak fena gelmedi doğrusu. Sabah kahvaltısı alelade olsa da, ilk gün sabah kızarttıkları patlıcan ve biberin tadı damağımda kaldı.

YEME İÇME EĞLENCE: 

İlçe merkezi gündüz ayrı, gece ayrı hareketli oluyor. Gündüz cafe ve çay bahçeleri, geceleri de restoranlar tıklım tıklım dolu oluyor. Son yıllarda kale arkasında yeni bar ve eğlence mekanları açıldı. Yine de adalarda Bodrum, Çeşme’deki gibi bir eğlence anlayışı beklemek yersiz olur. Yani yüksek dozda müzik, sabaha kadar dans modundaysanız yanlış yerdesiniz. İlçe merkezinin en popüler eğlence mekanı Polente‘de dj eşliğinde açık havada müzik dinleyebilirsiniz. Hafta sonu tıklım tıklım oluyor.

Bozcaada Belediyesine ait Kale arkasında bulunan Salhane, yaz boyunca konserlere ev sahipliği yapıyor. 2017 yazında Yeni Türkü, Suzan Kardeş, Burhan Öcal, Bülent Ortaçgil gibi isimlere ev sahipliği yaptı.

Hiç gitmedim ama Eylül ayının ilk haftası Bağbozumu festivali yapılıyor. Muhtemelen ada o tarihlerde daha eğlenceli oluyordur.

Yemek için alternatif iki bölge var. Ayazma plajındaki Koreli Restaurant, Ayazma Restaurant gibi salaş restoranlar – ki genelde bu restoranlar öğle saatlerinde daha revaçta oluyor-  bir de ilçe merkezindeki restoranlar var.

İlçe merkezinde Cumhuriyet mahallesindeki ve Alaybey mahallesindeki meyhaneleri tercih edebilirsiniz. Bu meyhaneler dar sokaklara yayılmış ve biraz Alaçatı sokaklarını andırıyor. Sandal, Nevreste, Bade-i Aşk gibi pek çok alternatif var. Menüler üç aşağı, beş yukarı aynı.

IMG_0550
Cumhuriyet mahallesindeki meyhaneler

Bir de sahildeki restoranlar var. Asma6, Yakamoz, Boruzan, Şehir Restaurant gibi restoranlar her daim dolu. Yıllarca Yakamoza gitmiş bir aile olarak, bu yaz Şehir Restoranı denedik. Mezeler çok başarılıydı. Balık yediğim en iyi pişirilmiş balıklardandı. Şef bizi memnun etmek için koşturdu durdu. Herşey güzeldi de fiyat yüksekti. Onu da sezonun kısalığına verdik.

Sulu yemek isteyenler için de iki alternatif var ilçe merkezinde. Biri Hafızın Yeri. Çanlı İbo Çay Bahçesinin hemen yanında, ağaçların altında güzel bir mekan. Sahipleri adalı. Diğer mekan ise Şükrü Usta. Sabah akşam her daim kalabalık olan bu mekanda çeşit çok olduğu için, karnınızdan önce gözünüz doyuyor. Her iki lokantanın da yemekleri lezzetli.

Bozcaada’ya gidip de Tayyare Pizza‘ya uğramadan gidilmez bence. Bir pizza aşığı olarak söylüyorum, bu kadar lezzetli pizzayı hiçbir yerde yemedim. Malzemesi bol ve kaliteli, hamuru gevrek. Ege otlu ada pizzası, gurme pizzası, dört peynirli pizzası ve funghi pizzasını denedik. Hepsi mükemmeldi. Daha önce çocuklar için paket yapıp, Bursa’ya götürdüğümüz oldu. Fiyatlar yüksek. Arka bahçede zeytin ağaçlarına bakarak, lezzetli bir ada şarabı eşliğinde güzel bir öğle yemeği için tercih edilebilir. Yeri adanın tek benzinliğinin yanında.

IMG_0533.JPG
Tayyare’nin nefis pizzaları

Adanın Çınaraltı Kahvesi meşhurdur. Ada merkezindeki dev çınarın altındaki bu mekana, her gelen mutlaka uğrar. Popüler yerlere karşı duruşum biraz mesafeli olsa da itiraf edeyim, buranın yoğun ve köpüklü sakızlı kahvesini içince diğerlerini beğenmedim. Çayı da lezzetli. Çayın yanına bademli kurabiyelerden isteyin, güzel bir ikili oluyor.

Bozcaada’nın meşhurlarından biri de Çiçek Pastanesidir. Adanın ünlü damla sakızlı bademli kurabiyesini ve pek çok diğer pastane ürününü tadabileceğiniz, dondurma yiyip çay kahve içebileceğiniz çok güzel bir mekan burası. Çocuk parkının hemen yanında, Alaybey mahallesinin girişinde.

Dondurma düşkünlüğüm yoktur ama Ada Dondurmacısı‘nda her gün dondurma yedim. Dondurmaları çok naturel ve lezzetli. Şiddetle tavsiye edilir.

IMG_6781a.jpg
Ada bağları

Bozcaada’dan bahsedip, şarapları atlamak olmaz. Adanın bir çok şarap markası var. Ataol, Çamlıbağ, Talay ve Corvus en bilinenleri. Ataol (1927) adalı bir ailenin markası. 1925 yılında fabrikası açılan Çamlıbağ ve 1948 yılında kurulan Talay’da çok eski şarap üreticilerinden. Corvus diğerlerinden farklı olarak İstanbul’lu ünlü bir mimarın adaya ve üzümüne duyduğu hayranlıkla ortaya çıkan yeni bir marka. Modern yöntemler kullanarak, Rumların adadan ayrılması ile düşen şarap kalitesini arttırmayı hedeflemiş. Bu değişim diğer markaları da tetiklemiş. Adadaki şarap fabrikaları ne yazık ki artık gezilemiyor ancak ilçe merkezinde tüm markaların satış mağazaları var.

 

 

 

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s