Marmaris’den Datça yoluna girince ‘Bördübet’ yazan küçücük bir tabela ilişirse gözünüze, cennete giden yolu buldunuz demektir. ‘bu nasıl bir yol’ dedirten toprak, dar ve virajlı oniki km.lik bir yolun sonunda yine küçücük bir tabela ilişiyor gözünüze. ‘Golden Key Otel Bördübet’
Acaba yanlış mı geldik diye düşünebilirsiniz zira giriş hiç de otel girişine benzemiyor. Basit bir kapıdan girip resepsiyon adı verilen küçük bir odayla karşılaşıyorsunuz. Buraya kadar her şey heves kırıcı. Eyvah Bördübet burası mıymış derken, bizi kayıt işlemleri için otelin lobisine yönlendirdiler. Lobi dediğim ahşap iskeleler üzerine kurulmuş kocaman bir veranda. Manzarası azmak deresi. Ev yapımı limonatalar da gelince keyfimiz yerine geldi. Bizi hemen hiç bekletmeden odamıza aldılar. Çocuklarla beraber geldiğimiz için aile odası rezerve etmiştik. 40 metrekarelik, iki odalı, dekorasyonu tamamen doğayla uyumlu, ferah odamıza bayıldık. Yere kadar inen camlardan gördüğümüz manzara sık ağaçlar. Sanki balta girmemiş bir ormanda gibi hissettik kendimizi. Ahşap balkonumuzdan hemen altımızdaki azmak deresinde yüzen dev japon balıklarını, kuğuları seyretme lüksü kaç otelde var ki. Hemen bayıldık buraya.
Otel tamamen doğayla uyumlu şekilde inşa edilmiş. Göze batan en ufak bir çirkinlik yok. Her yer ahşap. Derenin üzerine nefis ahşap köprüler yapmışlar. Kocaman bahçenin her köşesinde minderli rattan oturma grupları, hamaklar var. Etrafta tavuklar, sülünler özgürce geziniyor. Kafeslerde güvercin ve tavşanlar var. Sabah horoz sesi, akşam cırcır böceği ve kurbağa sesi duyuyorsunuz. Etraf mis gibi çam ve zakkum kokuyor. Otelde şahane detaylar var. Ahşap kuş evleri, rüzgar çanları, deniz kabuğundan süs eşyaları, tahta hayvanlı peçetelikler, doğal malzemeden yapılmış aydınlatmalar, nilüfer havuzu vs. Bu detaylar bile beni mest etti. Otelde açık bir yüzme havuzu ile küçük bir çocuk parkı da var.
Kahvaltı ve akşam yemekleri derenin kenarında yeniyor. Deredeki kuğuları, ördekleri, kaplumbağa ve balıkları beslemek isterseniz, çalışanlar size sepet sepet bayat ekmek getiriyor. Çocukların en büyük zevki, kahvaltılardan sonra derenin sevimli sakinlerini beslemek oldu.
Otelden çıkıp hemen yolun karşısına geçince yine otele ait bir başka araziye giriyorsunuz. Bu arazinin büyük kısmı bağ, nar ağaçları ve sebze bahçesinden oluşuyor. Bahçedeki sepetlerden alıp, sebze meyve toplayabiliyorsunuz. Bir de keçi ağılı var ki, bizim çocuklar keçileri beslemeye bayıldı. Burada tenis kortu ile bilardo, pinpon masası ve langırt bulunan yarı açık bir oyun bölümü de var.
Golden Key, azmak deresinin denizle buluştuğu noktaya yakın bir yere, dere kenarına kurulmuş. Denize girmek için otelin teknelerine binip, dereden denize çıkıp bir yarımada üzerine kurulmuş olan otelin özel sahiline gidiyorsunuz. Bu yolculuk on dakikadan az bir zaman alıyor. Tekneler hemen her istediğinizde kalkıyor. Denize iskele ve özel platformdan giriyorsunuz. Deniz tertemiz. Sit alanı olduğu için etrafta tek bir beton yapı yok. Alabildiğine bakir. Plajda duş, soyunma kabini, restaurant gibi her imkan var. Yarımada olan özel sahilden merdivenle tepeye tırmanıp manzarayı seyredebilirsiniz. Deniz bisikleti ve kano ücretsiz.
Otel yarım pansiyon konseptinde hizmet veriyor. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeğinde servis edilen su dışında her şey ücretli. Ekstralar oldukça pahalı ama etrafta medeniyete dair hiçbir şey bulunmadığı için mecburen yiyip içiyorsunuz. Bir tiyo vereyim, her akşam üzeri çay saatinde bir bardak çayın fiyatı 5 TL. iken, yanında ikram edilen yiyecekler ücretsiz. Gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz.
Akşam yemeklerinde çok çeşit yok ama her akşam mutlaka et, tavuk ve balık bulunuyor. Makarna ve pilav, zeytinyağlılar, mezeler ve salatalar da eksik olmuyor. Yiyecekler lezzetli. Elinizde tabakla onu mu yesem, bunu mu yesem diye gezinip yorulmuyorsunuz. Akşamları ambiyans harika, keyifli müzikler eşliğinde sakin sakin yemek yiyiyorsunuz. Haftada bir kez barbekü partisi yapılıyor. Çimenlerin üzerinde piknik masalarında, fener ışığında yemek yeniyor.
Otel orman içi ve dere kenarında olduğu için günde dört kez ilaçlanmasına rağmen sivrisinek sorunu var. Akşamları rahat oturmak için vücuda sürülen sinek kovuculardan almayı ihmal etmeyin.
Şehir hayatının kaosundan bıkanlar için, el değmemiş bir doğada, sakin, huzurlu bir tatil için bulunmaz bir mekan burası…
ahununnotlari 